Son Dakika:
Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulunda, “Dezenformasyonla mücadele düzenlemesi” olarak bilinen Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’nin ilk iki maddesi kabul edildi. Meclis’in açılmasıyla birlikte görüşülmeye başlanan teklif, özellikle bir kesimi tedirgin etti. Bunların başında Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ geliyor. Çünkü Özdağ, özellikle sosyal medyada yaydığı yalanlarla son dönemlerde gündeme gelmeyi başarıyor. ÖZDAĞ, YALAN SÖYLEYEMEYECEĞİ İÇİN TEDİRGİN Popülist söylemleriyle halkı galeyana getirmeye çalışan, iç savaş çığırtkanlığı yaparak Türkiye’yi karıştırmak için elinden geleni yapan Özdağ, özellikle sığınmacılar üzerinden hemen hemen her gün birçok yalan söylüyor, provokasyon yapıyor. Özdağ, ‘’Teklif kabul edilirse yalan söyleyemem’’ korkusuyla tedirginlik yaşıyor. ÖZDAĞ GİBİ YASA ALMANLARI DA KORKUTTU 2017’de Almanya’da kabul edilen sosyal medya yasasının reklamını yapan Alman DW Türkçe de harekete geçti. Türkiye’de yaptığı yalan ve algı dolu haberleriyle bilinen DW Türkçe, Türkiye görüşülen teklifi ‘’Sansür yasası’’ olarak lanse etmeye çalışıyor…
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun başörtüsü çıkışına muhalif kesimden de tepkiler gelmeye devam ediyor. Kılıçdaroğlu'na son olarak 6'lı masda ittifak yaptığı İYİ Parti'li isimlerden tepki geldi. İBB İYİ Parti Grup Başkanvekili İbrahim Özkan isim vermeden Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu eleştirdi. CHP'li Çetin Çapan, İYİ Partili Özkan'a sert bir cevap verdi. Özkan'ın Kılıçdaroğlu'nun başörtüsü çıkışına yönelik "Günün mesajı! Siyasi rakiplerle mücadele stratejisinde; zayıf yönleri üzerine gitmek varken, en güçlü olduğu alana girmek siyasi harakiridir." sözlerine yanıt veren Çapan, Özkan'ı ittifak ruhuna yakışmayan hareketlerde bulunduğu konusunda uyardı. Özkan'ın tweetini alıntılayarak cevap veren Çapan, "İbrahim bey, bu üslupla Kemal beyi kastettiğiniz çok açık! Onca yıllık bir önyargı bagajını boşaltma çabasındaki samimi bir insana bu lafı söylemek; en basit dille “politik fırsatçılıktır!” "FIRSATINI BULSAK DA GOL ATSAK KAFASI" Mesajı anlamamamış kimselerin 3 oyu için, yılların emeğine (masaya) zarar veriyorsunuz!" dedi. Çapan bu paylaşımının altına da "Biz, hata bile yapsa sayın Akşener’le ilgili bir söz etmeyiz. Olmaz ama; ayıp olsa ayıbı örteriz! Bizim ittifak anlayışımız budur! Sizde ise tam tersi, bir fırsat bulsakta gol atsak kafası görüyorum! KİMDEN ÖĞRENDİZ BU İŞLERİ? Bunun adı, dediğim gibi “politik fırsatçılıktır,” kimden öğrendiniz bu işleri?" ifadeleriyle Özkan'ın altılı masaya zarar veren bir açıklama yaptığını savundu.
"Dezenformasyonla mücadele düzenlemesi" olarak bilinen Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, TBMM Genel Kurulunda kabul edilerek yasalaştı. Bu yasa internet yayıncılığına yeni düzenlemeler getiriyor. Sabah'ın haberine göre, işte yasayla ilgili yanlış bilinen 9 soruya 9 cevap... 1-Sosyal medya şirketleri kimlerin denetiminde? Sosyal medya şirketlerinin bir siber saldırıda teyit veya doğrulama mekanizması henüz yok. Bunu gören devletler ve özellikle Avrupa Birliği önlemler alma yoluna gitti. Türkiye'deki düzenlemeler de bu kapsamda değerlendiriliyor. 2-Sosyal medya şirketlerinin temsilciliklerinin yurt dışında bulunmasının dezavantajları nelerdir? Devletlerin muhatap alabileceği, bilgi isteyebileceği bir yapı olmayınca "denetlenemez" bir yapı oluşuyor. Denetlenemeyen sistem güvenliğini yitiriyor. PAYLAŞIM SAHİBİ TESPİT EDİLEBİLECEK 3-Yeni yasa milli güvenlik açısından nasıl bir avantaj oluşturacak? Bir kimsenin terör propagandası içeren paylaşımları dolaşıma sorunsuz bir biçimde sokması mecraların propaganda, adam devşirme alanına dönüşmesine neden olabilir. Toplumsal barışı tehdit eden içeriklerin derhal kaldırılması, toplumu manipüle eden içeriklerin tespiti ve hızlı biçimde engellenmesi için Türkiye'de yerleşik bir muhatabın olması önemlidir. 4-Yabancı algı operasyonları tarihe mi karışacak? Yasal düzenleme ile daha etkin ve hukuka uygun mücadele mümkün olabilecek. KARŞI MUHATAP BULUNABİLECEK 5-Önceden sosyal medyada oluşan suçlar için nasıl bir yol izleniyordu? İsteyen istediğini dile getiriyordu, ancak bir denetim veya tespiti bulunmuyordu. Sonradan hayata geçirilen düzenlemeler ile sosyal medya biraz daha denetim altına alındı. Son düzenlemeler ile Türkiye'de temsilci bulundurma şartı getirildi. Şimdi de sosyal medya şirketlerinin temsilcilerin Türk olması şartı istenecek. 6-Sosyal ağ sağlayıcılarına getirilecek yükümlülükler neler? Sosyal ağ sağlayıcı, reklamlara ilişkin içerik, reklam veren, reklam süresi, hedef kitlesi, ulaşılan kişi veya grup sayısı gibi bilgilerin yer aldığı bir reklam kütüphanesi oluşturacak. 7-Diğer ülkelerle kıyaslandığında izlenen yol özelinde nasıl bir noktadayız? Türkiye, henüz yolun başında. 8-Sosyal medya şirketleri yükümlülüklerini yerine getirmezse ne olacak? Yeni düzenleme "bant daraltma" ve "reklam yasağı" cezaları ile sosyal medyayı düzenleyecek. Ayrıca bu konuda somut veri kaybı ve ihlali varsa bu sefer de KVKK'nın idari para cezası vermesi gündeme gelecek. Bununla birlikte somut failler varsa TCK uyarınca "kişisel verileri kullanma" suçu uyarınca ceza soruşturması açılabilecek. 9-Yasayla kişisel veriler nasıl korunacak? Düzenleme ile birlikte şebeke olarak internet tabanlı yürüyen hizmetler için Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu'na (BTK) hizmetlere ilişkin gerekli düzenlemeleri yapma ve ilgili tedbirleri alma hususunda yetki verilecek. Whatsapp, Telegram gibi platformlar da düzenleme kapsamına alınacak. DİĞER ÜLKELERDEN ÖRNEKLER Almanya'da Sosyal Ağların Düzenlenmesi Kanunu'nu yürürlüğe girdi. İlk 6 ayda Facebook, gelen şikâyete tabi içeriklerin yüzde 21'ini, YouTube yüzde 27'sini, Google yüzde 46'sını, Twitter ise yüzde 10'unu kaldırdı. Belçika Veri Güvenlik Kurumu, Facebook'tan ülkede bazı çerezleri izinsiz kullanmamasını, aşırı veri toplamamasını ve bu şekilde toplanan kişisel verileri silmesini istemişti. Şirketin bunu reddetmesi üzerine kurum, mahkemede hukuki süreç başlatmıştı.
‘’Sade Vatandaş’’ adındaki YouTube kanalının mikrofonuna konuşan yaşlı bir kadın, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’na tepki gösterdi. ‘’Biz kışın sokakta kaldık o balık yemeğe gitti.’’ diyen kadının, ‘’Köpek havlıyor.’’ diyerek havlaması, izleyenleri şaşırttı. O anlar sosyal medyada da gündem oldu. İşte İmamoğlu’na meydan okuyan teyzenin videosuna gelen yorumlardan bazıları; tam olarak ne dediği pek anlaşılmasa da imamoğlu gelsin buraya diyerek ülkedeki tek suçlu olarak ekrem’i ilan eden teyzedir muhalefete seslenen kadın. ne zaman bu kadını anlarsınız o zaman iktidar olursunuz. köpek gibi havlayan kadındır. ülkede derdini insan gibi anlatabilen kalmadı. teyzenin ne dediği anlaşılmıyor ama güzel havlıyor. ne dediğini anlayan varsa beri gelsin. bir diğer vücut deli de erdoğan olmadığı gün allah canımızı alsın diyor, tamam olur kendini öldürebilirsin seneye beyin vücudu terk-i diyar etmiş. neslinin tükendiği söyleniyordu, tazmanya canavarı istanbul’da görüldü.
Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün vefatının 84. yıldönümü dolayısıyla düzenlenen anma programına İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu damga vurdu. İmamoğlu, Gökhan Türkmen ile birlikte Aşık Veysel'in "Uzun İnce Bir Yoldayım" türküsünü seslendirirken bir de eşi Dilek İmamoğlu ile dans etti. TWITTER'DAN TEPKİ YAĞDI Atatürk'ü dans ederek anan İmamoğlu ailesi, sosyal medyada tepkilerle karşılaştı. Vatandaşlar, çifte tepkisini, "Matem günü dans edilir mi? Ayıp", "Yani ilk defa gördük. Ölüm yıl dönümünde dans ederek kutlamak", "Dans ederek, ne kutladın be. Hem de bir ölüm yıldönümünü." minvalindeki yüzlerce tepki ile dile getirdi.
Türkiye’yi hedef alan her saldırıda olduğu gibi dünkü Taksim İstiklal Caddesi terör saldırısında da Türkiye’deki hainler tavrını terör örgütlerinden yana koydu. İstiklal Caddesi’nde 6 vatandaşımızın hayatını kaybettiği terör saldırısı sonrası PKK’yı lanetlemek yerine Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne kinlerini kusan sosyal medya etkileşim bağımlıları, FETÖ ve PKK’lı teröristlerin paylaşımlarını aratmayan skandal paylaşımlar yaptılar. “PKK DEĞİL DEVLET SUÇLU” Geçtiğimiz yıl bir şehit yakınına küfreden İYİ Partili Lütfü Türkkan ve ABD’de PKK’nın sözde kongresine katılan ırkçı çetenin elebaşı Ümit Özdağ başta olmak üzere, sosyal medyada etkileşim almak için skandal tweetler paylaşan sosyal medya etkileşim bağımlıları, terör örgütü PKK’yı lanetlemek yerine devleti hedef aldı.
İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nden yapılan açıklamada, Göçmen Kaçakçılığı ile Mücadele ve Hudut Kapıları Şube Müdürlüğü görevlilerince, sosyal medya hesaplarından paylaşılan videoda, Taksim İstiklal Caddesi'nde 3 kişinin ellerindeki poşeti gösterip Arapça konuşma yaparak vücut diliyle toplumda infial yaratacak tarzda eylemlerde bulunduğu belirtildi. Tespit edilen şüphelilerin yakalanması amacıyla çalışma başlatıldığı ve şüpheli A.A'nın Beyoğlu ilçesinde kaldığı otelde yakalandığı bildirildi. Videoda yer alan kişilerin sosyal medya hesapları incelendiğinde, başka bir sosyal medya platformunda aynı görüntülerle aynı yerde ve aynı kıyafetlerle 6 Kasım'da video paylaşımı yaptıkları görüldüğü belirtilen açıklamada şunlar kaydedildi: "Her ne kadar görüntüler 13.11.2022 tarihinde İstiklal Caddesi üzerinde meydana gelen patlamayla alay eder gibi bir düşünce oluşturup toplumda infial yaratsa da videonun patlamadan önce 06.11.2022 tarihinde paylaşım yapıldığı görülmüştür. Ayrıca videoda görülen şapkalı şahıs F.R.’nın 08.11.2022 ve A.O.’nun 10.11.2022 tarihlerinde ülkemizden çıkış yaptıkları, bu sebeple ilgili videonun bilinen patlama olayıyla ilgili olmadığı anlaşılmıştır." Açıklamada, yakalanan şüpheli A.A'nın adli makamlara sevk edildiği ve konu ile ilgili soruşturmanın devam ettiği aktarıldı.
İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğü Siber Suçlar ile Mücadele Daire Başkanlığı tarafından, Antalya’nın Serik ilçesindeki bir otelde düzenlenen 7. Uluslararası Siber Suçlar Çalıştayı başladı. 3 gün sürecek olan çalıştay çerçevesinde, çeşitli konularda çok sayıda oturum düzenlenecek. Çalıştayın açılışını gerçekleştiren İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, “Meselelere 360 derece bakmak durumdayız. Bugün İstanbul’da Interpol ile ilgili yaklaşık 50 ülkenin katıldığı bir çalışma var. Bu çalıştaya 15 ülkeden katılan misafirlerimiz var. Meseleye her tarafından bakacağız. Ortaya bir çıktı koyacağız ve bir adım atacağız. Bir yol haritası ortaya koyacağız. Bulunduğumuz coğrafya ile ilgili bir değerlendirme yapıyoruz. Bulunduğumuz coğrafya itibarıyla 21. yüzyılın tüm küresel güvenlik sorunları temas halinde olan bir ülkeyiz. Göçü anlatırken bulunduğumuz coğrafya ile ilgili bir değerlendirme yapıyoruz. Uyuşturucunun rotalarından bahsederken coğrafyanın ortaya koyduğu sonuçlara bakıyoruz” dedi. AMERİKA SON ÜÇ YILDA 2 MİLYAR DOLAR PYD-PKK'YA YARDIM ETTİ Amerika’nın Afganistan’a gittiği zaman Türkiye’de bir süreç başladığını belirten Soylu, “Uçaklar oradan insanları döke döke kaçtığı zaman, Irak’a demokrasi getireceğim diye gidildiği zaman da bir süreç başladı. Suriye’de iç savaş başladığı zaman da bir süreç başladı. Bittiği zaman da bir süreç başlayacak. İran’daki ambargo başladığı zaman da bizim için bir süreç başladı. Yani ne etrafımızdaki coğrafyadan bağımsızız ne de dünyadan bağımsızız. Meseleleri sadece kendi içimizde dönerek izlersek eksik bir değerlendirme yaparız. Amerika son 3 yılda 2 milyar dolar PYD-PKK’ya yardım etti. Terörle bir adım yan yana gelen hangi ülke hangi insan olursa olsun onu yaftalayan Amerika, terör örgütüne son 3 yılda 2 milyar dolar kendi senatosundan para gönderdi. Almanya ve İngiltere terör olayları yaşıyor ama Türkiye’nin terör tehdidi gibi değil. Siber güvenlik konusunda hepimiz aynı noktayız. Acaba tıpkı covid-19 salgınına yaptığımız gibi aynı anda mücadele mi edeceğiz, eksikleri olsa da küresel bir reaksiyon üretebilecek miyiz? Yoksa tıpkı terör ve göçte yapıldığı gibi siber güvenlik sorunun ülkeler arasında bir politika aracı olarak kullanılmasına mı şahit olacağız?” diye konuştu. "DEVLETİMİZİN TÜM YAPILARINI ETKİSİZ HALE GETİRMEK İÇİN ORTAYA ATILMIŞ İFTİRALARDIR" Bir küreselleşme anlayışı dayatılmaya çalışıldığını belirten Soylu, “Tek tip millet, tek tip medeniyet dayatılmaya çalışıyor. Bütün bunların hepsini küreselleşme anlayışı altında hep yaşadık ve yaşamaya devam edeceğiz. İstedikleri gibi yönetmek ve istedikleri gibi itibarsız hale getirmek istiyorlar. Kimyasal silahlanmadan tutun veya kimyasal silah saldırılarından tutun, uyuşturucunun devlet tarafından koordine edildiğini ifade eden cümlelerin hiçbirisi mesnetsiz bir yerden kaynaklanmayan uluslararası küresel ağların kontrolünde olmayan cümleler değildir. Hepsi devletleri itibarsızlaştırmak içindir. 2 bin yıllık ordumuzu, 200 yıllık emniyet teşkilatımızı ve devletimizin tüm yapılarını etkisiz hale getirmek için ortaya atılmış iftiralardır. Hepsinin bir sebebi var” şeklinde konuştu. "BOMBAYI SOSYAL MEDYADAN YAPTIRMIŞLAR" İstiklal Caddesi’nde meydana gelen bombalı saldırı hakkında da açıklamalarda bulunan Soylu, “İstiklal Caddesi’ndeki patlamadaki bomba yapımının sosyal medya üzerinden yaptırıldığını, yani bir görüşme kanalı üzerinden canlı bir şekilde imal edildiğini burada size söyleyebilirim. Teker teker tarif edildiğini, Hacı kod adlı Amerika’ya bağlı PKK/PYD terör örgütü mensubunun cep telefonu üzerinden hem bombayı yerleştiren, hem bombayı imal edeni cep telefonu üzerinden yaptırıldığı bilgileri mevcut. Devlet dedikodu yapmaz, bilgi ile çalışır. İlk verilen ifadelerdeki ’Ben bunu çikolata paketi sanıyordum’ sözleri gerçeği yansıtmıyor. Olayın bütün ayrıntıları teşkilatımız tarafından kayıtlara geçirilmiştir. Aciz değiliz, hiçbir işi de açıkta bırakmayız” ifadelerini kullandı.
